VUK VE TFRS/UFRS AÇISINDAN DEĞERLEME HÜKÜMLERİ FARKLARI

VUK VE TFRS/UFRS AÇISINDAN DEĞERLEME HÜKÜMLERİ FARKLARI

 I-  GİRİŞ

—   Değerlemenin mikro ve makro ekonomik tüm olaylar içerisinde gerçek ve tüzel kişilerin birbirleriyle olan ilişkilerinde, bu ilişkilerde ortak bir ölçüye ihtiyaç duyulması sonucu hayatımızda önemli bir yer tutmaktadır.   —   Ekonomik ilişkilerin ve giderek sosyal ilişkilerin temelinde mal ve hizmet talep edip, üretmek, tüketmek, tüketiciye ulaştırmak yattığına göre bütün bunların günümüz para ekonomisinde ortak değer olarak para ile ifade edilmesi gereklidir.   —   Bu ekonomik ilişkilere konu olan maddelerin veya hizmetlerin önemi ve parasal ifadesi kişilere göre farklılık oluşturur ve değer hükümleri farklıdır. Bu subjektifliğin ortadan kaldırılması bütün ekonomik ilişkilere taraf olan,   ü  İşletme sahipleri, ü  Vergi alma durumundaki devlet, ü  İşletme ile ilgili sair işletmeler ve üçüncü şahıslar, ü  Kredi ve sosyal güvenlik kurumları, ü  Sermaye piyasalarında yatırım yapacak olanlar,   Kısaca bütün menfaat gruplarının işletme faaliyet ve sonuçlarının amaçlarına yaklaşık ortak bir değerleme yapılması, bunların objektif kıstaslara ve prensiplere dayanması zorunluluğu yasal düzenlemeleri gerekli kılmıştır.   —   Değerleme kendisine satın alma gücü belirlenecek madde veya hizmetin önce belirlenmesi (envanter), daha sonra para ile ifade edilmesidir.  

II-     MALİ HUKUKUMUZDA DEĞERLEME

  —   Mali hukukumuzda değerleme Türk Ticaret Kanunu, Vergi Usul Kanunu, Sermaye Piyasası Kanunu içerisinde yer alan maddelerde ve SPK tebliğlerinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Vergi Usul Kanununun İktisadi İşletmelere ait değerlemelere ilişkin düzenlemeleri ve TTK’nın TFRS kapsamındaki yapacağı düzenlemeler ileriki tarihlerde uygulamaya yön verecektir. —   Eski Türk Ticaret Kanunu’nda genel olarak değerleme ölçüleri olarak borsa rayici, itibari değer, maliyet değeri ve cari değer (piyasa değeri) olarak belirlenmiştir. Kural olarak Eski T.T.K. Değerlemede azami ölçüler tespit etmiş ve işletmelerin piyasa fiyatlarından işletmenin sonuçlarını mali tablolarına intikal ettirme hakkını vermiştir.

—   Yeni TTK ise değerleme hükümlerinin TFRS (Türkiye Finansal Raporlama Standartları)’ye uygun olarak yapılmasını hükme bağlamıştır. TFRS ise IFRS veya UFRS’ye (Uluslararası Finansal Raporlama Standartları) uyumlu olacak şekilde Kamu Gözetimi ve Muhasebe Standartları Kurumunca yayınlanmasını yasal düzenleme altına almıştır.   —   Ülkemizde halka açık şirketler ve düzenleyici kuruluşlarca uygulattırılan UFRS yeni Ticaret Kanunu ile TFRS adı altında tüm A.Ş. Ve Ltd. Şirketler için zorunlu hale getirilmiştir.   —   “IFRS for SME’s” olarak ingilizce baş harfleri yazılan KOBİ’ler için TFRS’de de kısaltılmış TFRS uygulanacaktır. Tam set TFRS veya KOBİ TFRS ülkemiz için yeni değildir.   —   SPK’da kayıtlı şirketler için SPK’nın tebliğleri ile olan uygulama genişletilmiş olmaktadır. Bu uygulamanın temel yaklaşımı ihtiyatlılık, süreklilik ve tarafsızlık olmaktadır.   —   Vergi hukukumuz ise asgari ölçüleri tespit etmektedir. İktisadi denkliği sağlamak, adaletli bir şekilde vergi almak değişmeyen ve mümkün olduğunda objektif esaslara dayanan bir değerlemeyi zorunlu kılmaktadır.   —   Vergi bilançolarında gerçek dönem kazancını belirleme ilkesi ve doğru ve adaletli vergi matrahına ulaşma söz konusudur.   —   Kazancın tespitinin özsermaye mukayesesine dayandığı ve vergi matrahının dönem başı özsermaye ile dönem sonu özsermaye farkı ile oluştuğu ve bunun tespiti içinde değerleme hükümlerinin ne kadar önemli olduğu ortadadır.   —   Vergi Usul Kanunumuzda iktisadi işletmelere dahil kıymetlerin değerlendirilmesi hükümleri bu fonksiyonlarını yerine getirmeye çalışmaktadır.   —   Servetlerin değerlemesi hükümleri ise servet ve transferi üzerinden vergilemede matrahı belirlemekte ancak ilk tarhiyat V.İ.V. hükümlerine göre yapılmakta ve ikinci tarhiyat V.U.K. hükümlerince ikmal edildiği yine hepimizin bilgisi dahilindedir.   —   Sermaye Piyasası Kanunu ve yeni haliyle TTK ve TFRS değerleme uygulamalarını ihtiyatlılık, tarafsızlık, süreklilik kavramlarının ışığında değerlendirmek gerekmektedir.   —   Mali mevzuatımıza yön veren iki temel kanun değerleme hükümlerine farklı yaklaşmakta ve her birine göre işletmelerin özvarlıkları farklı hesaplanır hale gelmektedir. Dolayısıyla işletmelerin faaliyetleri sonucu oluşan temel mali tablolarda;   —   Mali (Vergi ) bilançosu ve gelir tablosu,

—   TFRS/UFRS bilançosu ve gelir tablosu ile karşılaşmaktayız.   —   TFRS/UFRS yukarıdaki kavramlar çerçevesinde işletmelerin sonsuza kadar yaşayacağını, faaliyetlerin sahiplerinin yaşam süresiyle sınırlı olmadığını, faaliyetlerin ve sermayenin kamusal niteliği açısından olaya yaklaşmakta ne işletme sahipleri, ne de devlet açısından bakmayarak işletmelerin muhtemel giderlerini, zararlarını ve borçlarını dahi karşılık ayırarak mali tablolarına yansıtmayı zorunlu kılmaktadır.    

III-               VERGİ USUL KANUNU DEĞERLEME HÜKÜMLERİ

    —   Bilindiği üzere VUK’nın 258.maddesi ile başlayan üçüncü kitabı değerleme hükümlerini düzenlemektedir.   —   Birinci kısmı iktisadi kıymetleri değerleme, değerleme esasları, iktisadi işletmelere dahil kıymetleri değerleme ve servetleri değerleme bölümlerine ayrılmıştır. (Md. 258-298)   —   İkinci kısmı vergi değerleri başlığını taşımakta olup, gayrisafi iratların tespiti ve arazi kıymetlerinin tespitidir. (Md. 299-312)   —   Üçüncü kısım ise amortismanlar olup, mevcutlarda amortisman, alacaklarda ve sermayede amortisman ve amortismana tabi malların satılması bunların sigorta tazminatı ile emtia sigorta tazminatından oluşmaktadır. (Md. 313-330)   —   Değerleme, yasamızda vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespiti olarak ele alınmıştır. Değerlemede iktisadi kıymetlerin vergi kanunlarında gösterilen gün ve zamanlarda haiz oldukları kıymetlerin esas tutulacağı hükümleri değerlemenin genel felsefesini çizmektedir.   —   Değerleme ölçüleri ise maliyet bedeli, borsa rayici, tasarruf değeri, mukayyet değer, itibari değer, vergi değeri, rayiç bedel emsal bedeli ve ücreti olarak belirlenmiştir.   —   Değerleme ölçülerinin uygulaması ile bir iktisadi büyüklüğün işletmenin mevcutları veya borçları arasında yer alıp almadığına karar verilmektedir. G.V.K. 40, 41’nci maddeleri ile K.V.K. 6,8,9,10,11’nci maddeleri uygulaması ile bütün işletme faaliyetlerinin Mevcutlar + Alacaklar = Borçlar + Özsermaye şeklindeki bilanco denkleminde aktif ve pasifteki konumu belirlenmektedir. Ticari kazancın tespitinde tahakkuk esasının geçerli olması nedeniyle bu esasın alacaklarda amortisman yöntemiyle dengelendiği ve yine sabit kıymetlerinde zamana yayılarak gider yazılmasının ise amortisman rejimi ile sağlandığı bilinmektedir.

 

IV-  UFRS MEVZUATI DEĞERLEME HÜKÜMLERİ

  —   UFRS/SPK mevzuatı açısından değerleme hükümleri kanunda yer almayıp kanunun verdiği yetkiyle Seri XI No:1 sayılı “Sermaye Piyasasında Mali Tablo ve Raporlara İlişkin İlke ve Kurallar Hakkında Tebliğ”de açıklanmıştır.   —   Tebliğlerde Mali Tablolara ilişkin uygulama standartları içeriğinde değerleme ölçüleri belirlenmiştir. Menkul Kıymetlerin, Stokların, Alacak ve Borçların Değerlenmesi, Dövize Dayalı İşlemlerin Değerlenmesi, İştirakler, Bağlı Ortaklıklar ve Bağlı Menkul Kıymetlerin Değerlemesi, Sabit Kıymetlerin değerlemesi açıklanmıştır.   —   Tebliğlerdeki düzenlemelerin vergi mevzuatında yer alan değerleme ilke ve kurallarıyla ilgisinin bulunmadığı bu nedenle, mükelleflerin tuttukları defter ve belgeler ile beyannamelerini vergi mevzuatının ilgili hükümlerine uygun şekilde düzenlemek zorunda oldukları yine tebliğde belirtilmiştir.   —   Vergi mevzuatının SPK’ca (UFRS) belirlenen standartlar muhasebeye ilişkin kuralların farklı uygulamalara yer verdiği durumlarda işletmelerin söz konusu mevzuat çerçevesinde gerekli düzeltmeleri yapmaları kendi sorumluluklarındandır.   —   UFRS/SPK mevzuatı aşağıdaki değerleme ölçülerine yer vermiştir; Bu değerleme ölçüleri birbirlerini tamamlayan bir şekilde tanımlanmış olup esas ölçüler olarak tarihi maliyet ilkesi, elde etme maliyeti ve net gerçekleşebilir değer ölçülerinden bahsedilebilir.  

1)              Tarihi Maliyet İlkesi

  —   Varlıkların “elde edilme maliyeti ile net gerçekleşebilir değerin veya elde etme maliyeti ile rayiç bedelin düşük olanı ile değerlenmesini ifade etmektedir.  

—   Elde Etme Maliyeti

Varlıkların satın alma bedeli ile buna bağlı yapılan giderlerdir.  

—   Üretim Maliyeti

İmalde kullanılan ilk madde, malzeme, işçilik ve üretimle ilgili giderleri ifade etmektedir.  

—   İnşa Maliyeti

İnşa edilen sabit kıymetle ilgili direkt giderleri ve yüklenilen diğer dolaylı giderlerin toplamıdır.  

—   Net Gerçekleşebilir Değer


Varlık unsurlarının gerçekleşebilmesi beklenen satış bedelinden yapılması gerekli tamamlama maliyeti ile satış giderlerinin indirilmesinden sonra kalan değerdir.  

—   Gerçekleşmesi Beklenen Satış Fiyatı

Beklenen hasılatını ifade etmektedir.  

—   Tamamlama Maliyeti

Satışa hazır hale gelmesi için olan ek maliyeti ifade etmektedir.  

—   Rayiç Bedel

Değerleme Günündeki Normal Alım-Satım Bedelidir. İlk Giren İlk Çıkar, Ağırlıklı Ortalama Maliyet, Hareketli Ağırlıklı Ort. Maliyet, Özel Sipariş Maliyeti kavramları da ayrıca izah edilmiştir.  

2)              Menkul Kıymetlerin Değerlemesi

  —   Menkul kıymetler elde etme maliyeti ile değerlenir. Satın alma bedeline bağlı olarak yapılan giderler maliyete dahil değildir. LİFO ve FİFO uygulanmaz.   —   Bilanço gününden önceki ortalama ve elde etme maliyetlerinden düşük olanı ile değerleme yapılacaktır.   —   DT, HB ve GOS’lerinde iktisap tarihi ile bilanço günü arasındaki fark gelir tahakkukuna alınır.   —   Piyasalarda işlem görmeyen kıymetlerin elde etme maliyetlerine göre değer kıymetleri halinde rayiç bedel ile değerlenir.  

3)              Stokların Değerlemesi

  —   Stoklar elde etme maliyeti ve net gerçekleşebilir değerin düşük olanı ile değerlenir. Elde etme maliyeti yerine net gerçekleşebilir değer ile değerlenmesi için Net GerçekleşebilirDeğerinin elde etme maliyetine göre değer düşüklüğü göstermesi ve bu değer düşüklüğünün yakın tarihte ortadan kalkacağına dair objektif ve makul bir gerekçenin var olmaması gerekir.   —   Maliyetlerin hesaplanmasında ilk giren ilk çıkar, ağırlıklı ortalama maliyet veya hareketli ortalama maliyet yöntemlerinden birinin kullanılması şarttır. Stoklarda türler itibariyle aynı değerleme yönteminin esas alınması zorunludur.   —   Stokların elde etme maliyetine göre düşük değerle değerlenmesi halinde karşılık ayrılması ve genel yönetim giderlerine alınması gerekmektedir.

  —   Faaliyet giderlerinden üretim maliyetine pay verilmeyeceği de belirtilmiştir.   —   Elde etme sırasında mal bedelinin peşin alım değerinin üzerine eklenen faiz, vade farkı ve kur farkı maliyete dahil edilmez. Son giren ilk çıkar yöntemi uygulanmaz.  

4)              Alacak ve Borçları Değerleme

  —   Alacak ve borçlar mukayyet değerleri ile değerlenecektir. Ancak avans, depozito ve teminat niteliğinde olanlar hariç olmak üzere senetli alacak ve borçlar vadeli çekler ve poliçeler ile 3 aydan daha uzun vadeli senetsiz alacak ve borçların reeskont işlemine tabi tutulması şarttır.   —   Reeskont işlemlerinde bu kıymetler için öngörülen faiz oranı bu yoksa Merkez Bankası iskonto oranı uygulanır.  

5)              Şüpheli Alacaklar

  —   Çeşitli nedenlerle tahsil imkanlarının güçleşmiş olduğu tahmin edilen alacaklar olarak tanımlanmıştır. İşletmelerin makul bir gerekçe ile bu alacakları tahmin ederek karşılık ayrılması şart koşulmuştur.   —   Ayrılan karşılıklar vergi mevzuatı bakımından aksine bir düzenleme olmadıkça KKEG gider niteliğinde olduğu yine tebliğde yer almaktadır.   —   Belirsizlik halinde perakende satış yöntemi ile karşılık ayrılabilecektir.  

6)              Dövize Dayalı İşlemler

  —   Dövize dayalı işlemlerin işlem tarihinde geçerli kurlar esas alınarak muhasebeleştirilmesi gereklidir.   —   Değerleme gününde işletmenin kasa ve bankalar hesabı içinde yer alan dövizler dövize bağlı alacak ve borçlar varsa borsa kuru bu yoksa Merkez Bankası kuru ile değerlenir.  

7)              İştirakler, Bağlı ortaklıklar ve Bağlı Menkul Kıymetler

  —   Bu kıymetler elde etme maliyeti ile değerlenecektir. Borsalarda işlem görmeyen bu nev’i kıymetlerin net defter değerleri elde etme maliyetlerinden düşük ise net defter değeri üzerinden değerleme yapılacaktır.

—   Borçlanma maliyetleri maliyet bedeline dahil değildir.  

8)              Maddi Duran Varlıklar

  —   Yeniden değerleme uygulaması hariç bu kıymetler elde etme maliyeti ile değerlenecektir. Maddi Duran Varlığın satın alma işlemine bağlı olarak yapılan giderler (nakliye, montaj, donatım, noter, mahkeme kıymet takdiri, serbest meslek erbabına ödenen giderler vb) elde etme maliyetine dahildir.   —   Maddi Duran Varlıkların mütemim cüzüleri ve teferruatı ilgili kıymet ile birlikte değerleneceği belirtilmiştir.   —   Borçlanma maliyetleri maliyete dahil değildir.  

9)              Yatırım Harcamaları

  —   Yatırım harcamaları maliyet bedeli ile değerlenir. Duran varlığın amortisman süresi içinde yok edilirler.  

10)        Borçlanma Maliyetleri

  —   Tüm borçlanma maliyetleri oluştukları dönemde kar veya zarara atılmak suretiyle muhasebeleştirilir.  

11)        Araştırma, Geliştirme Gideri, Peştemallıklar ve Haklar

  —   Araştırma ve Geliştirme giderleri mukayyet değerleri ile doğrudan gidere alınırlar.   —   Firma değeri olarak da tanımlanan peştemallıklar bir işletme devralınırken katlanılan maliyet ile söz konusu işletmenin rayiç bedelle hesaplanan net varlıkların değeri arasındaki olumlu farktır. Bu bedelin 10 yıl içinde itfa edileceği açıklanmıştır.   —   Patent, lisans, know-how işletme hakkı marka ve benzeri haklar elde etme maliyeti ile değerlenir. Yararlanma süreleri içinde itfa olunurlar.   —   Yararlanma süresi belli değil ise veya tespit edilememesi halinde 10 yıllık itfa süresi söz konusudur.  

12)        Amortisman


  —   Amortisman oranlarında vergi mevzuatına uyulması aykırılık teşkil etmemekle birlikte faydalı ömür kavramına sistem dayandırılmıştır.   —   İşletmelerde ATİK’lerin faydalı ömürlerinin gerçekçi tahminlere dayanılması şartıyla serbestçe tayin hakkı tanınmıştır. Bir sabit kıymetin faydalı ömrü kısalırsa veya sona ererse amortisman süresi kısalacaktır.   —   Hizmetten alınan ve elden çıkarılacak sabit kıymet için amortisman ayrılmayacaktır.   —   Amortismanların yıllık ayrılması esas olup maliyet dönemine göre aylık, üç aylık, altı aylık vb. amortisman ayrılması mümkün görülmüştür.   —   Daha önce değerlemede bahsedildiği gibi mütemim cüzü ve teferruatlarda asıl sabit kıymet ile  aynı yönteme tabidirler.   —   Amortisman yöntemlerinin sürekliliği esastır. Uygulanan amortisman yöntemlerinin makul bir gerekçe ile değiştirilmesi mümkün olup bu durumda dipnotlarda gerekli açıklama yapılacaktır.  

13)        Kıdem Tazminatı Karşılığı

  —   Kıdem tazminatı için karşılık ayrılması zorunlu olup bunlar vergi yasaları açısından Kanunen Kabul Edilmeyen Giderdir. Tek Düzen Hesap Planında bu süreler bulunmamaktadır. SPK/UFRS mevzuatı bu uygulamayı zorunlu tutmaktadır.   —   Aktüeryal hesap adı verilen hesaplama tekniği tüm kıdem tazminatı yükü güncelleştirilerek gider yazılıp karşılık ayrılır.   —   Bununla ilgili örnek aşağıdaki gibidir;
Personel Adı                                 :Ersan Yalçın
İlk İşe Giriş Tarihi                          :30.04.1993
 İşe Giriş Tarihi                              :30.04.2003
 Kıdem Tazminatı Hesap Tarihi  :01.05.2013  
 Kıdeme Esas Aylık                      :5.000,00 TL  (Tavan 3.129,25x10)

Şirket Kayıtlarındaki Toplam
Yükümlülük                                   :31.292,50 TL
 Cinsiyeti                                       :Erkek
 Emekliliğe Kalan Gün                :1800
 Emekli Olunacak Yıl                   : 01.05.2018
Tahmini Faiz Oranı                       :12
Tahmini Enflasyon Oranı            : 8
İskonto Oranı                                :0,8025
İndirgenmiş Kıdem Tazminatı)
Yükümlülüğü                                :25.112,23 TL  (31.292,50 x 0,8025  
İskonto Oranı                                : ((1+Enflasyon Oranı) /(1+Faiz Oranı))
EKGS
360   Emekliliğe Kalan Gün/360 = 1800/360 =5 ((1+%8)/(1+%12)5 = 0,8025

  (1+0,12)    1.12
(1+0,08)    1.08    (0,964)5 =0,8025

  31.292,50 x 0.8025=25.112,23    
Görüldüğü gibi yasal mevzuata göre 31.292,50 TL olarak hesaplanan Kıdem Tazminatı Karşılığı UMS 19’a göre indirgendiğinde 25.112,23 TL olmuştur. Aradaki gider farkı 6.180,27 TL’dir.    

V-    V.U.K   /    UFRS KARŞILAŞTIRILMASI

    V.U.K UFRS  
Menkul Kıymetler 279   Hisse senetleri alış bedeli K/Z Ortaklığı belgeler alış bedeli ile değerlenmektedir. Bilanço günü değerleri ile tasarruf değerine yükseltilmesi söz konusudur.
 
Menkul Kıymetler Elde etme maliyeti caridir. Satın alma bedeline ilave bedeller maliyete dahil değildir. LİFO ve FİFO uygulanmaz, DT, HB, GOS için Gelir Tahakkuku vardır. Bilanço gününde değerleri ile elde etme maliyetinden düşük olanı ile değerleme söz konusudur.Piyasalarda  işlem  görmeyen menkul 
    kıymetlede rayiç bedeli vardır.  

Stoklar Md.274   Maliyet bedeli caridir. %10 düşüklük halinde 267/2 hariç emsal bedeli uygulaması vardır.  
Stoklar   Elde etme ve Net Gerçekleşebilir Değer ile değerleme vardır. Emsal bedel ile benzerliği olmakla birlikte 267/1 deki asgari artış miktarı yoktur. FİFO, H.O., H.A.Ort. Yöntemlerinden biri uygulanır. Faaliyet giderlerinden üretim maliyetine pay verilmemektedir. Borçlanma maliyetleri maliyete dahil değildir.
 

Alacak ve Borçlar Md.281-285   Mukayyet değer geçerlidir. Reeskont ihtiyari olup sadece Senetli Alacaklar ve Borçlar, çekler için uygulanır. Banka, Banker ve Sigorta şirketlerinde TCMB iskonto haddine göre reeskont uygulanır. Diğer şirketlerde senet üzerinde yazan oran geçerlidir.
 
Alacak ve Borçlar   Mukayyet  değer  caridir.  Reeskont  zorunludur. Borçlar, vadeli çekler ve 3 aydan uzun senetsiz alacak ve borçlarda reeskont vardır
 

Şüpheli Alacaklar Md.323   Ticari Kazancın elde edilmesi ve       idamesi şartı ile dava veya icra şartı küçük alacaklar için ayrı rejimi vardır. Tasarruf değeri ile değerlenir. Teminatlı alacaklarda uygulanmaz.
 
Şüpheli Alacaklar   Tahmin esasına dayalıdır. Şüpheli hale gelen alacakların bir sonraki dönemi etkileyen tutarları bir önceki dönemde karşılık ayrılarak giderleştirilir.
 
 Değersiz Alacaklar   Değersiz     vazgeçilen     alacak     kavramı     yer 
imkansızlığı   aranmıştır.   Vazgeçilen    alacaklar için ise konkordato ve sulh yolu öngörülmüştür. almamaktadır.  

Dövize Dayalı İşlemler Md. 280   Borsa rayici ile değerlenir. Yoksa kurlar Maliye Bakanlığı tarafından belirlenmektedir. Alacak ve Borç senetleri içinde geçerlidir. Vadesi gelmemiş olanlarda reeskont yapılabilir. LİBOR esas alınabilecektir  
Dövize Dayalı İşlemler   Merkez      Bankası     Kurları     ile      Değerleme geçerlidir.

  İştirakler, Bağlı Ortaklıklar. Ve Bağlı Menkul Kıymetler   İştirakler ve tahviller Md.279 ve 286’da belirtilen alış bedeli ve itibari değere göre değerlemeye tabi tutulurlar.
  İştirakler, Bağlı Ortaklıklar Ve Bağlı Menkul Kıymetler   Elde etme maliyeti caridir. Borsada işlem görmeyenler için net defter değeri düşükse bu bedel esas alınır. Borçlanma maliyetleri (faiz, kur farkı, vade farkı ) maliyete dahil değildir.
 

Maddi Duran Varlıklar Md.269,270,272,273   Maliyet bedeli ile değerleme esastır. Gayrimenkul tanımı geniştir. Noter, Mahkeme, komisyon gideri, Emlak Vergisi, Taşıt Alım Vergisi, Ek Vergilerde maliyete alınmada ihtiyarilik söz konusudur. İlgili dönem kur farkları, maliyete alınır. Kredili sabit kıymet alımlarında İktisap tarihine kadar olan faizler  mal bedelidir, kalan kısım da gider kaydında ihtiyarilik söz konusudur. Özel maliyet esası vardır.
 
Maddi Duran Varlıklar     Elde etme bedeli geçerlidir. Satın alınma ile ilgili noter masrafları, nakliye, montaj, vergi vb. elde etme maliyetine dahildir. Borçlanma maliyetleri maliyete dahil değildir.

 Yatırım Harcamaları Ek Md. 4 GV   Maliyet bedeli söz konusudur. Yatırım dönemi içinde yüklenilen faiz ve kur farkları maliyete dahildir.  
Yatırım Harcamaları   Maliyet bedeli söz konusudur Maddi veya Gayri Maddi kıymet oluşumu için yapılan AR-GE harcamaları yatırım maliyetine aittir

Borçlanma Maliyetleri   Maliyete dahil edilebilir.İlk iktisapta maliyete alınma zorunludur.  
Borçlanma Maliyetleri   İktisap öncesi veya sonrası oluşan kur farkları, faiz, vade farkı dahil finansman giderleri maliyete dahil değildir.
 

Araştırma, Geliştirme Gid. Peştemallıklar ve Haklar Md.282   Mukayyet Değer Esastır. Aktifleştirme ihtiyaridir. İşletme bedeli (peştemallıklar) için de mukayyet değer esastır
 
Araştırma, Geliştirme Gid. Peştemallıklar ve Hak Md.282   Mukayyet değer ile gidere alınır. Yatırım harcamaları bölümü haricinde işlem yapılır. Haklar için elde etme maliyeti söz konusudur. Haklar yararlanma süreleri içinde itfa edilebilirler. Bu süre 10 yılı aşsa da bu geçerlidir.
 

Amortisman Md.298-314   %20     normal,     %40     azalan     bakiyeler     İle amortisman geçerlidir. İhtiyarilik söz konusudur.
 
Amortisman   Faydalı ömür ile süresine göre amortisman ayrılır. Faydalı ömrüne göre amortisman süresi uzayıp kısalabilir. Hizmetten alınan ve elden çıkarılacak Sabit Kıymetlerde amortisman yoktur. Amortisman ihtiyari değildir.
 

Kıdem Tazminatı Karşılığı   Tek Düzen Hesap Planı şu an için ihtiyari tutmuştur. Kanunen Kabul edilmeyen gider mahiyetindedir. Karşılık ayrılır ise KKEG gider yazılması mümkündür.
 
Kıdem Tazminatı Karşılığı   Ayrılması zorunludur. Aktüeryal hesap yapılır ve gider yazılır.

    VI-  SONUÇ   —   Bu çalışmada genel olarak değerleme kavramının ve mali hukukumuzda değerleme hükümlerinin genel çerçevesi belirtilmiştir. Vergi Usul Kanunu ve UFRS/TFRS’nin değerleme hükümleri özet şeklinde ele alınarak daha sonra karşılaştırmaları yapılmıştır.   —   Vergi Usul Kanunu adaletli ve eşitlik ilkesi ile doğru vergi matrahına ulaşmak için mümkün olduğunca tartışmalara yol açmayacak asgari değer ölçüsünden hareket etmiştir.   —   UFRS/TFRS mevzuatı ihtiyatlılık, süreklilik açılarından değerlemeye yaklaşarak sermaye piyasalarında menkul kıymet ihraç etmiş şirketlerin karlarını olduğundan yüksek göstermelerini önleyici ve gelecekte oluşacak muhtemel giderlerini de içerecek şekilde konuyu düzenlemiştir.   —   Bu genel mantık bilindiği gibi yeni TTK’ya taşınmış ve tüm AŞ. Ve Ltd. şirketler aynı ilkelere göre mali tablo düzenleme zorunluluğu kapsamına alınmıştır.    

VII-  AŞAĞIDA KOBİ TFRS BÖLÜMLERİ YER ALMAKTADIR.

 1           Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler
 2           Kavramlar ve Genel ilkeler
 3           Finansal Tabloların Sunumu
 4           Finansal Durum Tablosu
 5           Kapsamlı Gelir Tablosu ve Gelir Tablosu
 6           Özkaynak Değişim Tablosu ile Gelir ve Dağıtılmamış Karlar Tablosu
 7           Nakit Akış Tablosu
 8           Finansal Tablo Dipnotları
 9           Konsolide ve Bireysel Finansal Tablolar
 10        Muhasebe Politikaları, Tahminler Ve Hatalar
 11        Temel Finansal Araçlar
 12        Diğer Finansal Araçlar
 13        Stoklar
 14        İştiraklerdeki Yatırımlar
 15        İş Ortaklarındaki Paylar
 16       Yatırım Amaçlı Gayrim
 18       Şerefiye Dışındaki Maddi Olmayan Duran Varlıklar
 19       İşletme Birleşmeleri ve Şerefiye
 20       Kiralamalar
 21       Karşılıklar, Koşullu Borçlar ve Koşullu Varlıklar Ek-Karşılıkların muhasebeleştirilmesine ve ölçümüne ilişkin uygulama Rehberi
 22       Borçlar ve Özkaynak Ek-İhraç edenin dönüştürülebilir borcu muhasebeleştirmelerine ilişkin örnek
 23       Hasılat Ek-Bölüm 23 hükümleri uyarınca muhasebeleştirilmesine ilişkin örnekler
 24       Devlet Teşvikleri
 25       Borçlanma Maliyetleri
 26       Hisse Bazlı Ödemeler
 27       Varlıklarda Değer Düşüklüğü
 28       Çalışanlara Sağlanan Faydalar
 29       Gelir Vergileri
 30       Yabancı Para Çevrim İşlemleri
 31       Yüksek Enflasyon
 32       Raporlama Döneminden Sonraki Olaylar
 33       İlişkili Taraf Açıklamaları
 34       Özellikli Faaliyetler
 35       IFRS For SME’sye Geçiş